Salih SARI
LOZAN ANTLAŞMASI ÖZET
Lozan antlaşması 143 maddeden oluşmaktadır bu maddeleri sizler için başlıklar altında toplayıp derledim.
Burada bir konu üzerine değinmek istiyorum gündemde Lozan Antlaşması hakkında bazı yanlış bilgiler dolaşıyor bunlardan bazıları ;
- Lozan Antlaşması neden Türkiye’de yok ?
Cevap: Lozan Antlaşması 143’cü maddesi aynen şu şekildedir ( LAUSANNE’de, yirmi dört Temmuz bin dokuz yüz yirmi üç tarihinde, yalnız bir nüsha olarak düzenlenmiştir; bu nüsha Fransa Cumhuriyeti hükümetinin arşivlerine konulacak ve bu Hükümet, İmzacı Devletlerden her birine, bunun, doğruluğu onaylanmış birer örneğini verecektir. )
- Lozan Antlaşması gizli maddeleri.
Cevap: Lozan Antlaşması 143 maddeden oluşmaktadır ve bunlar Fransız arşivlerinde vardır ülkemizde bu antlaşmanın çok güzel çevirileri yapılmıştır hatta meclis yani resmi yayın bile yayınlamıştır bahsedilen gizli maddeler tamamen yalan ve saçmalıktır, ben okudum göremedim ama gören varsa buyur arşiv onaylı belge desin inanalım, yok efendim bu tür safsataları çıkartanlar tamamen adını duyurmak için, kendisini üstat göstermek için yapılmıştır.
- Lozan Antlaşması “Hezimettir” sözleri.
Cevap: Lozan bir UZLAŞMADIR bütün taraflar belli başlı bazı tavizler vermiştir ama Türkiye antlaşmayı imzaladığı döneme bakıldığında alına bilinecek en iyi sonuçtur bu sözleri söyleyen kişiler hayatında bu antlaşmayı okumamıştır. Sınırlar belli olmuştur, Kapitülasyonlar kalkmıştır, Barış sağlanmıştır, Osmanlı borçları sorunu karara bağlanmıştır ve benzeri konular üzerinde kesin kararlar alınmıştır bu başlıklar aşağıda detaylı bahsedeceğim.
Bu tür çeşitli sorular var hepsine burada cevap vermek mümkün değildir ama yazının devamını okuyarak kafanızdaki sorulara yanıt bula bilirsiniz umarım iyi okumalar dilerim.
LOZAN ANTLAŞMASI ÖZETİ
- Türkiye-Suriye Sınırı: Fransızlarla imzalanan Ankara Anlaşması'nda çizilen sınırlar kabul edilmiştir.
- Irak Sınırı: Musul üzerinde antlaşma sağlanamadığı için, bu konuda Birleşik Krallık ve Türkiye Hükûmeti kendi aralarında görüşüp anlaşacaklardı. Bu anlaşmazlık Musul sorununa dönüşmüştür.
- Türk-Yunan Sınırı: Mudanya Ateşkes Antlaşması'nda belirlenen şekliyle kabul edildi. Meriç Nehri'nin batısındaki Karaağaç istasyonu ve Bosna köy, Yunanistan'ın Batı Anadolu'da yaptığı tahribata karşılık savaş tazminatı olarak Türkiye'ye verildi.
- Adalar: Midilli, Limni, Sakız, Semadirek, Sisam ve Ahikerya adaları üzerinde Yunan hakimiyeti hususunda Osmanlı Devleti'nin imzalamış olduğu 1913 tarihli Londra Antlaşması ve 1913 tarihli Atina Antlaşması'nın adalar hakkındaki hükümleri ve 13 Şubat 1914 tarihinde Yunanistan'a bildirilen karar, adaların askeri gayelerle kullanılmaması şartıyla aynen kabul edilmiştir. Anadolu kıyısına 3 milden az mesafede bulunan adaların ve Bozcaada, Gökçeada ile Tavşan Adaları üzerindeki Türk hakimiyeti kabul edilmiştir. Osmanlı Devleti tarafından Uşi Antlaşması ile 1912 yılında İtalya'ya geçici olarak bırakılan On İki Ada üzerindeki bütün haklardan on beşinci maddeyle İtalya lehine feragat edilmiştir.
- Türkiye-İran Sınırı: Osmanlı İmparatorluğu ile Safevî Devleti arasında 17 Mayıs 1639'da imzalanan Kasr-ı Şirin Antlaşması'na göre belirlenmiştir.
- Kapitülasyonlar: Tamamı kaldırıldı.
- Azınlıklar: Lozan Barış Antlaşması'nda azınlık, Müslüman olmayanlar olarak belirlenmiştir. Tüm azınlıklar Türk uyruklu kabul edildi ve hiçbir şekilde ayrıcalık tanınmayacağı belirtildi. Antlaşmanın 40. maddesinde şu hüküm yer almıştır: "Müslüman olmayan azınlıklara mensup Türk uyrukları, hem hukuk bakımından hem de uygulamada, öteki Türk uyruklarıyla aynı işlemlerden ve aynı güvencelerden yararlanacaklardır. Özellikle, giderlerini kendileri ödemek üzere, her türlü hayır kurumlarıyla, dinsel ve sosyal kurumlar, her türlü okullar ve buna benzer öğretim ve eğitim kurumları kurmak, yönetmek ve denetlemek ve buralarda kendi dillerini serbestçe kullanmak ve dinsel ayinlerini serbestçe yapma konularında eşit hakka sahip olacaklardır." Batı Trakya'daki Türklerle, İstanbul'daki Rumlar dışında, Anadolu ve Doğu Trakya'daki Rumlar ile Yunanistan'daki Türklerin mübadele edilmeleri kararlaştırıldı.
- Savaş tazminatları: İtilaf Devletleri, I. Dünya Savaşı nedeniyle istedikleri savaş tazminatlarından vazgeçtiler. Türkiye, tamirat bedeli olarak Yunanistan'dan 4 milyon altın talep etti ancak bu istek kabul edilmedi. Bunun üzerine 59. maddeyle Yunanistan savaş suçu işlediğini kabul etti ve Türkiye tazminat hakkından feragat etti ve sadece savaş tazminatı olarak Yunanistan, Karaağaç bölgesini verdi.
- Osmanlı'nın borçları: Osmanlı borçları, Osmanlı İmparatorluğu'ndan ayrılan devletler arasında paylaştırıldı. Türkiye'ye düşen bölümün taksitlendirme ile Fransız frangı olarak ödenmesine karar verildi. Düyun-u Umumiye idare heyetinde bulunan yenik Alman İmparatorluğu ve Avusturya Macaristan İmparatorluğu devletlerinin temsilcileri idare kurulundan çıkartılmış ve kurumun faaliyeti devam ettirilerek antlaşmayla birlikte yeni görevler verilmiştir. (Lozan Barış Antlaşması madde 45, 46, 47... 55, 56).
- Boğazlar: Boğazlar, görüşmeler boyunca üzerinde en çok tartışılan konudur. Sonunda geçici bir çözüm getirilmiştir. Buna göre askeri olmayan gemi ve uçaklar barış zamanında boğazlardan geçebilecekti. Boğazların her iki yakası askersizleştirilip geçişi sağlamak amacıyla başkanı Türk olan uluslararası bir kurul oluşturuldu ve bu düzenlemelerin Milletler Cemiyeti'nin güvencesi altında sürdürülmesine karar verildi. Böylece Boğazlar bölgesine Türk askerlerinin girişi yasaklandı. Bu hüküm, 1936 yılında imzalanan Montrö Boğazlar Sözleşmesi ile değiştirilmiştir.
- Yabancı okullar: Eğitimlerine Türkiye'nin koyacağı kanunlar doğrultusunda devam etmesi kararlaştırıldı.
- Patrikhaneler: Dünya Ortodokslarının dini lideri durumundaki patrikhanenin Osmanlı Devleti zamanındaki bütün ayrıcalıklarının kaldırılarak sadece dinî işleri yerine getirmek şartıyla ve bu hususta verilen sözlere güvenilerek İstanbul'da kalmasına izin verildi. Ancak antlaşma metnine patrikhanenin statüsü hususunda tek bir hüküm konulmadı.
- Kıbrıs: Osmanlı Devleti Ruslara karşı İngilizleri yanına çekebilmek için 1878 yılında Kıbrıs'taki hakları saklı olmak şartıyla geçici olarak Kıbrıs'ı Birleşik Krallık idaresine vermişti. Birleşik Krallık I. Dünya Savaşı'nın başlaması üzerine 5 Kasım 1914'te Kıbrıs'ı topraklarına kattığını resmen açıkladı. Osmanlı Devleti bu kararı tanımadı. Türkiye Lozan Antlaşması'nın 20. maddesiyle Kıbrıs'taki Birleşik Krallık egemenliğini kabul etti.
Burada iki konu üzerinde net sonuç alınamamıştır bunlar:
- Musul sorunu; bu sorun üzerine TBMM çok uğraşmış ama döneminde çıkan iç karışıklık nedeniyle (Şeyh Said İsyanı) gereken önem gösterilemedi ve 1926 Ankara Antlaşması ile Musul sorunu netlik kazandı.
- Boğazlar; Boğazlar konusu Lozan Barış Konferansında uzun süre tartışma konusu olmuştur Rahmetli İsmet İnönü ve kurmayları kararlı bir tavır sergilemiş bu nedenle net sonuç alınamamış ta ki 20 Temmuz 1936 yılında imzalanan Montrö Boğazlar Sözleşmesi ile soruna net bir çözüm getirilmiştir.
Bu konunun da sonuna geldik sevgili okuyucular umarım sorularınıza cevap bula bilmişsinizdir daha güzel yarınlarda görüşmek üzere. Salih Sarı