Değişmeyen tek şey değişimin kendisidir "Herakleitos"
PDF | İNGİLİZ ARŞİV BELGELERİNDE TAHRİFÂT: TÜRKİYE DOSYASI 1
İngiltere ulusal arşivi dünyanın en büyük arşivlerinden biridir. Bu arşivde milyonlarca belge araştırmacılara açılmıştır. Ancak bu hizmet sırasında arşivde görevli olan İngiliz yetkililer arşiv belgelerinin üzerlerinde ciddi tahrifât yapmışlardır. Bu tahrifât iki şekilde gerçekleşmiştir. Birincisi belgenin üzeri siyah bir boya ile tamamen kapatılmak şeklinde, ikincisi ise belgenin makas ile kesilmesi suretiyle.PDF | 1862 Tarihli Vergi Kayıt Defterine Göre Endürlük Köyü
Endürlük, Kayseri'nin Talas ilçesine bağlı olup Kayseri'ye 20 km uzaklıktadır. Köy halkının Talas Belediyesi'ne müracaatları neticesinde 7 Haziran 1991 yılında 11 nolu belediye meclis kararı ile mahalle haline dönüştürülen köyün ismi en eski kayıtlarda Andronik ya da Endronik şeklinde geçmektedir.PDF | KIBRIS SORUNUNUN ÇÖZÜMÜNDE NİHAT ERİM RAPORU
İngiltere Lozan Antlaşması ile Kıbrıs’ın yönetimini Türkiye’den resmen devralmıştır. Ancak 2. Dünya Savaşı sonrasında sömürgelerinde bağımsızlık mücadeleleri başlamıştır. Kıbrıs’ta da bağımsızlık mücadelesi başlamıştır. Kıbrıs nüfusunun üçte ikisi Rumlardan oluşuyordu. Ancak Rumlar bu mücadele ile Enosis’i gerçekleştirmeyi hedeflemiştir. Enosis’e karşı çıkan Türkiye meselede taraf olmuştur. Türkiye’nin öncelikli hedefi statükonun korunmasıdır. Bu olmazsa adanın Türkiye’ye devrini talep etmiştir. 1955 tarihinde gerçekleştirilen Londra Konferansı sonuç alınamadan dağılmıştır. Türkiye yeni bir tez ile hareket etmeye başlamıştır. Türkiye adanın taksimini istemiştir. Nihat Erim Raporu 24 Kasım 1956 tarihinde Başbakanlığa sunulmuştur. Bu raporda Türkiye’nin şimdiye kadar izlediği politika değerlendirilmiştir. Ayrıca, Türkiye’nin Kıbrıs sorununda uluslararası kanunları ve kurumları nasıl kullanabileceği ele alınmıştırPDF | RUSYA’DA HÜKÜMET VE MEDYANIN 15 TEMMUZ DARBE GİRİŞİMİNE YAKLAŞIMLARI
Başlangıcı 15. yüzyılın ikinci yarısına tarihlendirilen Türk-Rus ilişkileri yüzyıllar boyunca bölgesel rekabet ve buna bağlı olarak düşmanlık çerçevesinde gelişme göstermiştir. İki taraf arasında kısa süreli de olsa ilk kapsamlı dostluk ve işbirliğine dayalı ilişkiler Sovyetler Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti arasında yaşanmıştır. Soğuk Savaş sonrası dönemde, bilhassa 2000’li yıllardan itibaren ilişkilerde rekabetten işbirliğine geçiş yönünde ciddi adımlar atılmaya başlanmıştır. Fakat 24 Kasım 2015’te Türkiye’nin Rusya’ya ait bir savaş uçağını düşürmesi ilişkilerin seyrini değiştirmiş ve iki ülke arasında kuvvetlenmeye başlayan güven ortamını yıkmıştır. Kriz döneminde Rusya tarafının eylem ve söylemlerinde gösterdiği Türkiye aleyhtarlığı ise basın yayın organlarında yürütülen kara propaganda sayesinde Rus kamuoyunda derin izler bırakmıştır.PDF | ÜSKÜP KALESİ VE TARİHİ GELİŞİMİ
Tarih boyunca kaleler, genellikle şehirlerin etrafı, yol kavşağı, önemli yerlere giden ana yol, geçit yeri, dağlar arasındaki boğaz gibi stratejik yerlerde, arazinin tabiî özelliklerinden de yararlanılarak inşa edilmiştir. Kaleler inşa edilirken, kolay ve az bir kuvvetle savunulabilmesi, uzun süre kuşatmalara dayanabilmesi, kalenin birkaç yönünün doğal şekilde korunması gibi unsurlar göz önünde tutulurdu. Benzer özellikler gösteren Üsküp kalesi, Vardar Nehri’nin doğu kıyısında, Yahudi mahallesi ile Pazar meydanı arasında Üsküp’e hâkim bir tepe üzerindedir.Drake Denklemi: Evrendeki Zeki Yaşamın Sayısal Bir İncelemesi
Giriş
1961 yılında, Amerikalı astrofizikçi Frank Drake tarafından geliştirilen Drake Denklemi, Samanyolu Galaksisi'nde iletişim kurabilecek kadar gelişmiş uygarlıkların sayısını tahmin etmek amacıyla formüle edilmiştir. Bu denklem, zek
PDF | Karesi Sancağı ve İdarecileri 1750-1800
Karesi, bugünkü Balıkesir şehrinin Anadolu Selçuklu, Beylikler ve Osmanlı Devleti dönemindeki adıdır. Arkeolojik araştırmalardan, bölgenin tarih öncesi devirlerden beri iskana tabi tutulduğu anlaşılmaktadır.PDF | Oltu Sancağının İdarî Yapısı (1750-1820)
Tao-ili’nin önemli bir merkezi olan Oltu, XI. yüzyıldan itibaren Türk idaresine girmiştir. Kanuni Sultan Süleyman zamanında Osmanlı hâkimiyetine giren Oltu ve civarı, Erzurum Eyaleti’ne bağlanmıştır. 1580 yılından itibaren de Çıldır Eyaleti’nin sancaklarından birisi olan Oltu, bu durumunu XIX. yüzyıl ortalarına kadar sürdürmüştür.PDF | Eski Ön Asya Hukukunda Ağaçlara Verilen Önem
Eski Ön Asya coğrafyasında yaşayan pek çok medeniyet ağaçlara sosyal, ekonomik, kültürel ve din alanlarında maddi ve manevi olarak her daim yer vermiş ve çeşitli anlamlar yüklemiştir. Yerleşik hayata geçişle beraber sosyal ve ekonomik hayat çerçevesinde Eski Ön Asya coğrafyasında yaşayan insanların başlıca geçim kaynakları tarım ve hayvancılık olmuştur.PDF | İngiliz Belgelerinde Petrole Açılan Kapı: Sultan II. Abdülhamid’in Irak Emlakı
Sultan II. Abdülhamid’in taht cülusundan haline değin geçen süre Osmanlı Devleti’nin son devri için önemli gelişmelerin yaşandığı bir dönem olmuştur. Bu nedenledir ki Sultan’ın hem şahsı hem de dönemiyle yapılan araştırmalar tarihin temel vasfı olan dün, bugün, yarın bağlamı çerçevesinde son derece önemli hizmetler görmektedir. Konunun sadece tarihçiler açısından değil eğitimciler, doktorlar, mühendisler ve diğer meslek sahipleri açısından da son derece cazip çalışma alanı barındırdığı bir gerçektir.PDF | KİTAP DEĞERLENDİRME
Bilimsel araştırmalarda şehir tarihinin; kendine ait soru, konu, yöntem ve kaynakları olan bir disiplin veya bilim dalı olduğu ortak kabul gören bir görüş haline gelmiştir. Buna paralel olarak bu alanda yapılan çalışmaların sayısı her geçen gün artmaya devam etmektedir. Ülkemizde konuyla ilgili yapılan araştırmalarda temel kaynak olarak arşiv belgeleri, yapılar ve yüzey araştırmaları, görsel kaynaklar, edebi eserler, el yazması eserler, mezarlıklar ve mezar taşları, efsaneler, şehirlerdeki çeşitli kurum arşivleri vb. kullanılmaktadır. Şehir tarihi açısından son dönemlerde misyonerlik konusu da ciddi şekilde ele alınmaya başlanmıştır. Bununla birlikte, Osmanlı Devleti topraklarında faaliyet gösteren ve günümüzde de çalışmalarını devam ettiren Amerikan Board örgütüne mensup misyonerler tarafından kaleme alınan raporlar, mektuplar, yazışmalar vb. kaynakların da önemi artmıştır.PDF | İngiltere, Nasturiler Ve İç Toprak Projesi (1919-1922)
Anadolu toprakları üzerinde yaşayan halkların kışkırtılması ve bu doğrultuda yaşadığımız topraklar üzerinde karışıklıklar çıkartılması siyaseti, geçmişten günümüze kadar süre gelmiştir. Başka bir ifade ile emperyalist devletlerin ekonomik yönden, dini açıdan ve siyasi platformda kendilerini tatmin edebilmeleri için gerekli gördükleri Anadolu topraklarını karıştırma politikası her zaman gündemde kalmış ve sıcaklığını korumuştur. Bu politikayı uygulayabilmek için her dönemin kendine özgü uydu milletleri olmuştur. Bu uydu millet gün gelmiş Ermeniler, gün gelmiş Rumlar, gün gelmiş Nasturiler olmuştur. İşte Nasturilere yönelik bu çalışma emperyalist devletlerin hiç değişmeyen söz konusu uydu milletlerle ortamı karıştırıp çıkar sağlama çabalarının anlaşılabilmesi ve buna uyulmaması için sadece bir örnektir.LOZAN ANTLAŞMASI ( I )
HÜKÜMLER :
MADDE 1.
İşbu Anlaşmanın yürürlüğe girişi tarihinden başlayarak, bir yandan İngiliz İmparatorluğu, Fransa, İtalya, Japonya, YUNANİSTAN, Romanya Sırp-Hırvat-Sloven Devleti ve öte yandan Tü
Azerbaycan ve Diğer Türkler
Azerbaycan ya da diğer Türk Devletleri ile ilgili bir çalışma yaparken çok dikkatli olmamız gerekiyor, Sovyetler Birliği dağılmasından sonra birçok müstakil Türk Devletleri doğdu o dönemde Türkiye bu durum üzerinde hazırlıksız yakalandı. Başlang
Kardashev Ölçeği: Medeniyetlerin Enerji Kullanımına Dayalı Sınıflandırılması
Giriş
Kardashev Ölçeği, 1964 yılında Sovyet astronom Nikolai Kardashev tarafından geliştirilmiş bir medeniyet sınıflandırma sistemidir. Bu ölçek, medeniyetlerin enerji kullanım kapasitelerine dayanarak seviyelere ayrılmasını sağlar. Ka
PDF | Eski Mezopotamya Ticaret Yolları
Güney Mezopotamya'da yaşayan Sümerlerin erken tarihlerde komşu ülkelerle ticarete geçmelerinin sebebi yaşadıkları coğrafyada toprak dışında bir malzemenin olmayışından kaynaklıdır. Sümerler resmi binaları tuğladan, özel evleri ise kerpiçten yaparlardı. Gerek tapınakları süslemek için gerekse silah hammaddesi olarak kalay, bakır, değerli taşlar, altın, gümüş vb. şeyler komşu ülkelerden tedarik etme yolunu seçtiler.PDF | Cehri
Sanayi Devriminin lokomotifi sayılan tekstil sektöründe: parlak, göz alıcı, solmayan kumaş ve bezlerin imal edilmesinde ve boyanmasında aranan bir madde olarak kullanılan cehriyi…İlk Yıldızların nasıl oluştuğunu nereden biliyoruz?
Bu bölüm için büyük soru, yıldızların nasıl oluştuğunu nasıl bileceğiz? Evren hakkında öğrenebileceğimiz her şey, fotonları burada, yerdeki, Dünya'daki veya uzaydaki uydularımız aracılığıyla teleskoplarımızla tespit etmeye bağlıdır. Yani yaptığımı
PDF | Geç Hitit Beylikleri
Hitit İmparatorluğu’nun ortadan kalkmasına rağmen Kızılırmak’ın güneyinde aşağı yukarı beş yüzyıl boyunca Hitit kültürü yaşamaya devam etti. Asur kayıtlarında, Suriye ve Toros Dağları ‘Hatti Ülkesi’ olarak anılmayı sürdürdü. Geç Hitit krallıkları ise bulundukları bölgelerde üzerlerinde Hitit hiyeroglifleri bulunan birçok kaya anıtları diktiler.PDF | KAYSERI’DE EĞITIM (1840-1860)
Anadolu Selçukluları Dönemi’nde Sivas, Kayseri, Konya, Diyarbakır, Mardin gibi pek çok yerleşim biriminde medreselerin faaliyet yürüttüğü bilinmektedir. Konunun Kayseri özelinde değerlendirilmesi halinde Anadolu Selçuklu Dönemi’nde Kayseri’de Avgunlu, Hoca Hasan, Şifaiye, Gülük, Hunat, Seraceddin, Sahabiye, Hacı Kılıç ve Hatuniye medreselerinin faaliyet yürüttüğü anlaşılmaktadır . İlk defa Orhan Gazi tarafından inşa edilmiş olan İznik’te açılan Osmanlı medresesi sonrasında Kayseri Makarr-ı Ulema (alimler yurdu) olarak tarihte yer edinmiştir.PDF | 1872 Tarihli Emlak Kayıt Defterine Göre İncesu Kazası
Kayseri’nin yaklaşık 30 Km güneybatısında bulunan İncesu ilçesi Tekkedağ ve Sivridağ kütleleri arasında bulunan derin vadinin ortasında yer alır. Vadiyi oluşturan dereye izafeten İncesu adını alan ilçe, tarihi olarak İpekyolu güzergahında bulunması dolayısıyla ticari hayatın canlı olduğu, sosyal hayatında bundan geri kalmadığı bir görüntü arz eder.PDF | KAYSERİ VE BURSA MİLLETVEKİLİ BAHRİ YAZIR’IN MECLİS ÇALIŞMALARI
Bu makalede 1914 Kayseri doğumlu olan Bahri Yazır’ın Mecliste yaptığı konuşmalar ve verdiği önergelere yer verilmiştir. Yazır, 1961 Kayseri, 1966 Bursa milletvekilidir. 1961-1967 tarihleri arasında CHP milletvekili olan Yazır 1967 tarihinde Güven Partisi’ni Turhan Feyzioğlu ile birlikte kurmuştur. 1969 tarihinde milletvekilliği sona ermiştir. Bu süre zarfında bütçe görüşmelerinde, anayasa hazırlığında, Deniz Nakliyat Şirketi ve Şeker Şirketi hakkında konuşma yapmıştır. Milli Savunma Bakanlığı ve Adapazarı depremi hakkında önerge vermiştir.PDF | SULTAN II. ABDÜLHAMİD’DEN PARİS BARIŞ KONFERANSI’NA KÜRTLER
Sultan II. Abdülhamid’in 1909’da tahttan indirilmesi ve hemen akabinde yaşanan Trablusgarp, Balkan ve I. Dünya Savaşları ise Osmanlı Devleti’nin sonunun gelmesini beraberinde getirmiştir. Yaşanan tüm bu süreç içerisinde Kürtlerin büyük çoğunluğu devlete sadık kalmayı tercih etmişse de azınlıkta kalan küçük bir grup ise İtilaf Devletleri ile iş birliği içerisinde olmuştur. Yapılan bu tercihlerin belirlenmesinde özellikle Sultan II. Abdülhamid döneminde gerçekleştirilen faaliyetlerin çok önemli olduğu bilinmektedir.PDF | SULTAN I.MURAD'IN EVRENOS BEY'E MEKTUBU
Bilindiği üzere Sultan I. Murad, Osmanlı Sultanlarının üçüncüsü olup 1361'den 1389'a kadar 28 yıl saltanat sürmüş bir hükümdardır.LOZAN ANTLAŞMASI ( II )
MADDE 51.
50 nci Maddede öngörülen bölüstürme sonucu olarak, Osmanlı Devlet Borcu'nun [Düyun-u Umumiye-i Osmaniye'nin] Yıllık borçlarindan, ilgili her Devlete düsen pay söyle saptanacaktir:
50 nci Maddenin lik fıkrası
PDF | 19.VE 20. YÜZYILDA İNGİLİZ SEYYAH VE GÖREVLİLERİN KONYA GÖZLEMLERİ
Ben ve öteki üzerine kurulu mücadelenin tarihi olarak nitelendirilebilecek olan 19. ve 20. yüzyıllar dünyasında İngiltere’nin tam anlamı ile hakim bir konumu mevcuttu. Dünyanın hemen hemen bütün bölgelerine ötekinin ne olduğu / neye sahip olduğu üzerinden inşa ettikleri bu sistemde İngilizler, Konya’ya da pek çok seyahat düzenlemişlerdir. Sadece seyahat de değil aynı zamanda Konya’da konsolosluk ve yardımcılığı da ihdas eden İngilizlerin bahse konu tarih aralığında Konya’nın siyaseti, ekonomisi ve coğrafyası ile yakından ilgilendikleri anlaşılmaktadır. İngiliz Ulusal Arşivi’nde kayıtlı belgelerde İngiliz konsolos ve yardımcılarının raporlarında 1884, 1899, 1900, 1901, 1903, 1904, 1906 tarihli bir de 1895-1909 aralıklı olmak üzere toplam 8 defterin Konya ile ilgili raporları ihtiva ettiği anlaşılmaktadır.Bütün Öğeler Nereden Geldi?
Bu bölümün en büyük sorusu, kimyasal elementler nereden geldi, seni, beni oluşturan o şeyler ve çevremizdeki her şey? Öğelerin nereden geldiğini anlamak önemlidir. Yeni unsurlar yaratabilecek iki temel nükleer süreç vardır. Küçük çekirdeklerin
PDF | İngiliz Ulusal Arşivi Kayıtlarında Mark Sykes’ın Ortadoğu İzlenimleri.
Birinci Dünya Savaşı’nın başlangıcında Ortadoğu topraklarını hala büyük bir bölümünü elinde tutan Osmanlı Devleti’nin geleceğinin şekillendirilmesinde İngiltere, Fransa ile birlikte hareket etmiştir. Bu birliktelikte bir dönüm noktası olan ve tarihe Sykes-Picot anlaşması olarak geçen 16 Mayıs 1916’da Mark Sykes ve Francois Georges Picot arasında gizli olarak imza edilen anlaşmadan dünya kamuoyu 24 Kasım 1917’de Rusya’nın gizli anlaşmaları açıkladığı İzvestiya gazetesi ile haberdar olmuştur. İngiltere’de anlaşmaya dönük yayının ise ilk defa Manchester Guardian’da 30 Nisan 1920’de çıktığı anlaşılmaktadır.PDF | Fatih Sultan Mehmed’in Sahn-ı Semân Medreselerine Vakfettiği Kitaplar
Sözlükte “durmak; durdurmak, alıkoymak” anlamındaki vakıf (vakf ) kelimesi terim olarak, “bir malın mâliki tarafından dinî, içtimaî ve hayrî bir gayeye ebediyen tahsisi” şeklinde özetlenebilecek hukukî bir işlemle kurulan ve İslâm medeniyetinin önemli unsurlarından birini teşkil eden hayır müessesesini ifade eder. İslam ve Osmanlı hukukunda ve sosyal hayatında vakıflar; sosyal devlet anlayışının bir tezahürü olarak ortaya çıkmıştırPDF | Ukrayna’da Bir Türk Kalesi; Kamaniçe (1672–1699)
Sultan IV. Mehmed zamanında Köprülü Fazıl Ahmed Paşa’nın da katıldığı Lehistan Seferi yaygın ismi ile Kamaniçe Seferi, aslında Ukrayna’daki Osmanlı himayesine giren Kazaklara yardım amacıyla yapılmıştı. Fethedilemez olarak görülen Kamaniçe Kalesi, Osmanlı ordusu tarafından on gün de fethedilmiş, Lehistan ordusu mağlup edilmiş ve Podolya Eyaleti ile 48 kale elde edilmişti. Osmanlıların on günde fethettiği kale, başta Jan Sobieski olmak üzere Leh kralları tarafından 27 yıl kuşatılmış ancak geri alınamamıştı.PDF | Ermeni Komitelerinin Faaliyetleri Çerçevesinde Ermeni Milliyetçiliğinin Doğuşu
Batılı devletler Ermeni topluluğu içerisinde milli duyguları kullanarak onları devlete isyan ettirme gayreti içerisine girmişlerdir. Bu gayretler Ermeni milliyetçiliğini canlandırmak için birçok vasıta kullanmışlardır. Ermeni komiteleri bu vasıtalardan biri olmuştur.PDF | Hacılar Dokumacılar Küçük Sanat Kooperatifi Şirketi’nin Kuruluşu ve Dokumacılığın Hacılar’daki Yeri
Osmanlı Devletine katıldığı andan itibaren Karaman Eyaleti’ne tabi bir sancak merkezi olan Kayseri, ilk çağlardan itibaren çok önemli ticari bir merkez olma özelliğini günümüze karadar devam ettirmiştir. İdari olarak Selçuklulardan sonra bir müddet Eretna Beyliğine, sonra da Kadı Burhanettin Devleti’nin önemli bir merkezi olan Kayseri, XV. Yüzyılın başlarından itibaren Karamanoğullarının sınırı dahilinde yerini almış; ancak Osmanlı Devleti ile Karamanoğullarının hakimiyet çatışmasına da sahne olmaktan kendini arındıramamıştır.PDF | Binbaşı Noel’in Hava Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı Arşivlerindeki Gönderilerinde Kürt-Ermeni Münasebetleri
İngiltere, 19. ve 20. yüzyılın başlarında dün yanın süper gücü olarak Birinci Dünya Savaşı sonrasında Ortadoğu’yu şekillendiren ana güç merkezi olmuştur. İngiltere’nin bu güç merkezi oluşunda itici güç, bölgeye gönderilen ajanlar olmuştur. Bu ajanların Londra’ya ve bağlı oldukları Hindistan, Bağdat gibi merkezlere gönderilerini havi bilgiler genellikle İngiliz Kraliyet Hava Gücü Arşivi ve Dışişleri Bakanlığı Arşivindedir.Hitit Uygarlığı Genel Hatları
Hitit Uygarlığı, Anadolu’da ilk çağlarda kurulan uygarlıklardandır. İlk Çağda Anadolu’da ilk devleti kurmuş olan toplum Hititlerdir. Hititler, MÖ 2000 başlarında Kafkaslar üzerinden Anadolu’ya gelerek Kızılırmak çevresindeki topraklara yerleşmi
PDF | ÇÖLÜN KIZI GERTRUDE BELL
Tarih boyunca dünya hakimiyeti için savaşan güçlerin bu mücadelelerinde belirleyici olan unsur hiç kuşkusuz ki insanoğlunun donanımı ve bu donanımın siyasete yansıması olmuştur. 15. ve 16. yüzyıllarda bir dünya imparatorluğu ve hakimliğinden söz ettiğimiz Osmanlı Devleti’nin konumunda, 19. ve 20. yüzyıla gelindiğinde bu tablonun çok değiştiği anlaşılmaktadır. Bu değişimin pek çok nedeni olmakla birlikte yabancı devlet adamları ve görevlilerin Memâlik-i Osmanî’de gerçekleştirdikleri faaliyetler de bunda bir etkendir.PDF | Ebü’l-Feth Sultan Mehmed’in Sahn-ı Semân Medreseleri Kütüphanesine Yapılan Kitap Vakıfları
Vakıf (vakf) kelimesi terim olarak, “bir malın mâliki tarafından dinî, içtimaî ve hayrî bir gayeye ebediyen tahsisi” şeklinde özetlenebilecek hukukî bir işlemle kurulan ve İslâm medeniyetinin önemli unsurlarından birini teşkil eden hayır müessesesini ifade eder. İslam ve Osmanlı hukukunda ve sosyal hayatında vakıfl ar; sosyal devlet anlayışının bir tezahürü olarak ortaya çıkmıştır. Bununla birlikte ahiret inancı ve yardımlaşma isteği, vakıfların kurulmasında önemli faktörlerden olmuştur. Uluslararası Fatih Sultan Mehmed Dönemi OSMANLI DÜNYASI SEMPOZYUMUPDF | Dr. Öğr. Üyesi CAN DEVECİ | BALFOUR DEKLARASYONUNDAN İSRAİL’İN KURULUŞUNA: FİLİSTİN’İN İŞGALİ
Birinci Dünya Savaşı’nın Filistin açısından önemli anı 1917 yılının son aylarıdır. Bu tarihten itibaren başta Kudüs olmak üzere Filistin’de adalete dayalı Osmanlı idaresi son bulmuş ve İngiltere mandaterliği altında şekille - nen işgal süreci başlamıştırİSKİTLER/SAKALAR
İSKİTLER/SAKALAR (M.Ö. 8.yy ve M.Ö. 3. yy)
İskitler M.Ö 8.yy ve M.Ö 3.yy kadar çin seddinden tuna nehrine kadar 1000 yıla yakın varlıklarını sürdürmüşlerdir. Atlı okçular diye biliniyor, halk arasında ‘Göçebe’ veya ‘
Saltanat Alametleri
Taht
Osmanlı padişahlarının hükümdârlık makamına taht denilir. Normal olarak şehzadelerin tahta oturmasına “cülûs”, herhangi bir isyan sonucunda tahta çıkarılmaya da “iclâs”,padişahın tahttan indirilişine de “hal” veya “hal etme” denilm
PDF | ASUR TİCARET KOLONİLERİ ÇAĞI’NDA (M.Ö. 1975-1725) TİMELKİYA KRALLIĞI
Kültepe metinlerinden öğrendiğimize göre, M.Ö. II. bin yılın ilk çeyreğinde Anadolu’da hüküm süren şehir devletlerinden biri de Timelkiya krallığıdır. Timelkiya, Hahhum-Kaniš arasında son derece önemli bir istasyondur. Asurlu tüccarların kervanları buradan geçtiğinden Kaniš’in doğusunda ekonomik ve siyasi bir güç haline geldiği anlaşılmaktadır. Asurlu tüccarlar burada bir koloni kurarak şehrin ihtiyacı olan hammadde ve mamul eşyayı sağlamışlardır.PDF | MİLLİ KORUNMA KANUNU’NDA 1946 VE 1954 DEĞİŞİKLİKLERİ
Bu çalışmada öncelikle Türkiye’nin savaş ekonomisinden ve savaş zamanı çıkarılan kanunlardan bahsedilmiştir. Ardından Milli Korunma Kanunu’nun çıkarılma ve uygulanma süreci anlatılmıştır. Son olarak Cumhuriyet Halk Partisi ve Demokrat Parti zamanında kanunda yapılan değişikliklerden bahsedilmiştir. 1946 ve 1954 değişikliklerini vermek amaçlanmıştır. Araştırmada veriler toplanmış, işlenmiş ve sunulmuştur. 1940 yılında çıkarılan kanun yirmi yıl yürürlükte kalmış ve zaman içinde değiştirilmiştir. Genç Türkiye Cumhuriyeti, maddi imkânsızlıklar içinde var olma mücadelesi vermiştir. Millî mücadeleyi kazandıktan sonra da ekonomisini bağımsızlık üzerine kurmuştur. Planlı bir ekonomi programı takip etmiştir. Fakat hem Osmanlı Devleti’nin borçları hem 1929 Ekonomi Buhranı Türkiye’nin ekonomisini olumsuz etkilemiştir. II. Dünya Savaşı’nın çıkması da zor durumda olan ekonomiyi daha da etkilemiştir.PDF | LOZAN MÜBADİLLERİ VE EMLAK-İ GAYRİMENKULE
Osmanlı Devleti bünyesinde yaşayan toplulukları, din veya mezhep esasına göre örgütlenen Millet Sistemi ile yönetmiştir. Bu yönetimde hukuki olarak tamamen özgür azınlıklar aldıkları imtiyazlarla ayrıcalıklı sınıf oluşturmuşlardır. Bu ayrıcalıklar sayesinde Avrupa’da eğitim alma imkanını bulmuşlardır. Osmanlı topraklarında açılan misyoner okulları, Rum isyanlarının karargâhı olmuştur. Fener Rum Patrikhanesi, Bizans İmparatorluğu’nu yeniden canlandırmak amacıyla, dini nüfuzunu kullanarak ülkenin her yerinde isyan faaliyetlerinin merkezi olmuştur. Patrik Dorothes İstanbul’un işgalinden sonra, Rum okullarında Türkçe okutmayı yasaklamış ve kendilerini Türk uyruğundan çıkardıklarını ve Osmanlı devleti ile tüm ilişkilerini kestiklerini açıklamıştır.GİYOTİNE GİDEN YOL Fransız İhtilali
• İhtilal öncesi siyasi ve ekonomik durum
Devrim öncesi Fransa’da hukuki olarak üç sınıf bulunuyordu bunlar: Ayrıcalıklı sınıflar ile ayrıcalıklı sınıfların dışındaki bütün kesimleri içinde bulunduran üçüncü zümre
PDF | Arap Bürosu’nun Gizli Raporları: Arap Bülteni
Bu çalışma, I. Dünya savaşı sırasında İngiliz istihbaratının yurtdışı (MI6) kollarından olan Arap Bürosu’nun gizli yayın organı olan Arap Bülteni üzerine bir İncelemedir. 1915’te ilan edilen Osmanlı cihadına karşı etkili bir mücadele yöntemine ihtiyaç duyan Londra, savaş süresince Orta Doğu’daki dengeleri elinde tutabilmek amacıyla Mısır Yüksek Komiserliğine bağlı İstihbarat Servisi’nin bir kolu olarak Arap Bürosu’nu kurdu.PDF | Türk-Ermeni İlişkilerinde Hoşgörü İklimi Çerçevesinde İhtida Hareketleri
Tebliğimde, Başbakanlık Osmanlı Arşivi’nden temin edilen belgeler ve Kayseri şer’iye sicilleri ışığında, Türk-Ermeni ilişkilerini ihtida hareketleri çerçevesinde değerlendirmeye çalışacağım.PDF | İNGİLİZ ARŞİV BELGELERİNİN IŞIĞINDA II. ABDÜLMAHİD’İN MİRASI (1920‐21)
Sultan II. Abdülhamid yaklaşık 33 yıllık saltanatı süresince Osmanlı Devletini ayakta tutabilmek için ciddi gayret sarf etmiştir. İmparatorluğun son günlerini yaşadığının far‐ kında olan Sultan II. Abdülhamid, batılı devletlerin Osmanlı Devleti üzerindeki emellerinin de son derece idrakinde olarak birden çok amaca matuf olmak üzere kişisel mülkler edinmiştir. Söz konusu bu mülklerin birçok çeşidi olmakla birlikte en göze çarpan emlakin Musul‐Kerkük ve Bağdat’ta yer alan petrol alanlarının kişisel mülk haline getirilmesi konusunda olduğu görülmektedir.PDF | Yazma Eserler Kütüphanelerinde Yanlışlıkla İdris-i Bitlisi'nin Adına Kayıtlı Bulunana Eserler ve Bunların Mahiyeti
İdris-i Bitlisi'nin eserleri üzerine yapılmış olan bazı çalışmalarda, onun eserlerinden bazısı babası, Hüsameddin Ali ve Oğlu Ebülfazi Mehmed Efendi'nin eserleriyle karıştırılmıştır. Bu durum, İdris'in eserleri üzerlerine şimdiye kadar sağlıklı bir çalışmanın gerçekleştirilmemiş olmasından kaynaklanmaktadır.PDF | National Archives (İngiliz Arşivleri) Belgelerinde Kayseri
Anadolu coğrafyası, tarih boyunca pek çok medeniyete beşiklik etmiş konumdadır. Sümer, Hitit, Roma, Bizans, Selçuklu, Osmanlı ve nihayet Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne ev sahipliği yapan bu coğrafya, özellikle yayılmacı Batı dünyasının ilgi alanı içindedir. Biz ve öteki kavgasında ötekinin neye sahip olduğu bilgisini edinmek için yola çıkan seyyahların uğrak yeri olmuştur.PDF | 19.VE 20. YÜZYILDA İNGİLİZ SEYYAH VE GÖREVLİLERİN KONYA GÖZLEMLERİ
Dünyanın hemen hemen bütün bölgelerine ötekinin ne olduğu / neye sahip olduğu üzerinden inşa ettikleri bu sistemde İngilizler, Konya’ya da pek çok seyahat düzenlemişlerdir. Sadece seyahat de değil aynı zamanda Konya’da konsolosluk ve yardımcılığı da ihdas eden İngilizlerin bahse konu tarih aralığında Konya’nın siyaseti, ekonomisi ve coğrafyası ile yakından ilgilendikleri anlaşılmaktadır.PDF | KAFKASYA’DA RUS İDARİ YAPILARI
16. yüzyılda Kafkasya’ya nüfuz eden Rus Devleti’nin bölgedeki ilk idari yapıları 18. yüzyıldan itibaren burada inşa edilen kaleler ile ortaya çıktı. Bu kaleler, Rus Kazakları ile Rusya’ya bağlılık bildiren halkların yönetimini üstlendi. Rusya’nın, 1774 Küçük Kaynarca Antlaşması ile Kuzey Kafkasya’daki hâkimiyetini hukuki boyuta taşıması ve 1783’te Gürcistan’ın himayesini üstlenerek Güney Kafkasya’ya nüfuz etmesi Kuzey Kafkasya’da imparatorluk taşra idaresinin kurulmasını zaruri hale getirdi. Böylece, ülke genelinde uygulamaya konulan II. Yekaterina’nın guberniya reformu kapsamında, Kuzey Kafkasya, Rus idare sistemine dâhil edildi.Neye inanacağımıza nasıl karar veririz?
Bu segmentin en büyük sorusu, neye inanacağımıza nasıl karar vereceğimizdir. Öyleyse bilgi ve bilgi arasındaki ilişki nedir?
Bir iddiayla sunulmaktan onu değerlendirmeye ve bunu bilgimizin bir parçası olarak alıp almamaya karar vermeye nas
PDF | Osmanlı Son Döneminden Cumhuriyetin ilk Yıllarına İki İngiliz’in, Sykes ve Noel, Anıları
Osmanlı Devleti’nin son dönemi -her devletin yıkılış sürecinde olduğu gibi oldukça sancılı bir sürecin ifadesi olmuştur. Kimi padişah ve devlet adamlarının kişisel gayretleri ile kurtarılmaya çalışan Osmanlı Devleti’nin bu döneminde kolektif bir ortak payda yakalanamamış ve devlet, her geçen gün kan kaybetmeye devam etmiştir.PDF | Batılı Seyyahların Gözüyle Doğu
Seyahat, insanoğlunun “ben” ve “öteki” kavramlarını düşünce dünyasında oluşturmasıyla başlayan süreç içerisinde, “öteki” üzerinden kendisini tanımlama sürecini de beraberinde getirmiştir. Bu süreç: sadece seyyahın kendisi için ciddi bir kazanımı ve deneyimi olmamış, seyahatin yazıya geçirilmesi ile birlikte birçok insana da ulaşmıştır.Güneş sistemi nasıl oluştu?
Güneş sisteminin oluşumu, bilim dünyasında hâlâ büyük bir merak konusu olmaya devam etmektedir. Bu süreci anlamak, evrenin genel evrimini daha iyi kavramak ve diğer gezegen sistemlerini incelemek adına önemli bir adımdır.
Güneş sistemini
PDF | Çanakkale Savaşlarındaki Yaralılar İçin Yardım Toplayan Almanların Hilal-i Ahmer Madalyası ile Ödüllendirilmesi
Türk tarihinin şanlı sayfaları arasında yerini alan Çanakkale Muharebeleri hem Türk milletinin kaderinde hem de dünyanın geleceğinde etkili bir rol oynamıştır. Müttefiklerin savaşı kolayca bitirmek için açtıkları bu cephe beklentilerinin aksine Türklerin zaferiyle sonuçlanmıştır, savaşı uzatmıştır. Ayrıca, Şark Meselesi olarak da adlandırılan Türkleri bu topraklardan atma projesinin boşa çıkarılmasının temeli burada atılmış, Milli Mücadele'nin kıvılcımı burada ateşlenmiştir.PDF | Erzurum Eyaleti ve İdarecileri 1750-1800
Coğrafi konumu itibariyle, en eski devirlerden beri Mezopotamya, İran, Kafkasya ve Anadolu arasında devamlı bir hudut konumunda bulunan bölge, tarih boyunca her yönden gelen çeşitli milletlerin tesirinde kalmıştır, hatta bu kavimler tarafından da yer yer iskan edilmiştir.PDF | BİNBAŞI NOEL’İN ANADOLU MİSYONU ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME
Orta zamanlar ile günümüz şartlarının karşılaştırılması tarihin akışına ve insan doğasına aykırı bir durum teşkil eder. Bu nedenle günümüzden geçmişe doğru yapılan incelemelerde de tarihçilerin en hassas oldukları nokta anokranizme düşmemek olmuştur. Konunun Osmanlı Devleti özelinde değerlendirilmesi halinde dünyanın en güçlü imparatorluklarından biri olarak İngiltere ile münasebeti İngilizlerin teşebbüsü ile gerçekleşmiştir. Söz konusu bu teşebbüste İngiltere’nin değişen dünya şartlarını çok iyi okuması yatmıştır.Eleştirel Düşünme ve Transdisiplinerlik
Arada sırada, bu kursta sorulan soruların neden önemli olduğunu düşünmek faydalı olacaktır. Neden 13,8 milyar yıllık tarihi incelemeliyiz? ilk olarak, daha sonra çalışmalarımızla özel konulara girebileceğimiz bir bilgi çerçevesi sağlar. Ve ayrıca
BAYBARS’IN KAYSERİ SEFERİ
Bu sefere Elbistan Muharebesi ve Anadolu Seferi de denir.
Muinettin Pervane, Moğollar karşısında kazandığı zaferlerle bütün İslâm dünyasında saygı uyandıran Memlûk Sultanı Baybars’a karşı Moğollarla işbirliği yaptıysa da
THEODOR HERZL ve SİYASAL SİYONİZMİN DOĞUŞU
Siyon kelimesi Yahudi kutsal kitabında Kudüs şehrini tanımlamak için kullanılmaktadır. Siyonizm, bu kelimeden türemiş ve Kutsal metinlerde İbraniler, İsrailoğulları, Museviler ya da Yahudiler olarak isimlendirilen halkın kültürel ve dini mira
PDF | MATBUAT VE İSTİHBARAT UMUM MÜDÜRLÜĞÜ’NÜN İSTİHBARAT ÇALIŞMALARI ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME
İstihbarat faaliyetleri bütün devletler için önemlidir. İstihbaratın temeli ise bilgi edinme ihtiyacıdır. Bilgi ise insanoğlunun bulduğu en güçlü silahtır. Bu silahı kullanmayı başaranlar dünyaya hakim olurlar. Tarih boyunca Türkler farklı şekillerde istihbarat faaliyetinde bulunmuştur. Hunlar, Gök Türkler, Topalar ve Uygurlarda devlet görevlileriyle gerçekleştirilen casusluk faaliyetlerine rastlanmıştır. II. Abdülhamid döneminde kurulan Yıldız İstihbarat Teşkilatı ve İttihat ve Terakki döneminde kurulan Teşkilat-ı Mahsusa istihbarat alanında önemli görevler üstlenmişlerdir. Milli Mücadele döneminde de farklı örgütlerle istihbarat toplanmıştır. Milli Mücadele döneminde Karakol Cemiyeti, Zabitan, Yavuz, Moltke, Hamza, Mücahit, Muharip, Felah, Mim Mim ve “P” Teşkilatı isimli gruplar istihbarat faaliyetleri yapmıştır.PDF | İNGİLTERE’NİN VAN KONSOLOSU FREDERİCK RİCHARD MAUNSELL’İN (1828-1916) GÖZLEMLERİNDE OSMANLI NEHİRLERİ VE GÖLLERİ
Maunsell’in Osmanlı Devleti’nin sınırları içerisinde bulunan nehirler ve göllerle ilgili en önemli çalışması İngiliz arşivinde kayıtlı -henüz basılmamış olan- 606 sayfa ve Osmanlı-İran sınırı ve Basra Körfezi’nin kuzey kısmını içerir iki ekli haritadan mürekkep bir çalışmadır.PDF | EĞRİBOZ SANCAĞI İDARECİLERİ (1756-1792)
Günümüzde Yunanistan’ın doğusunda yer almakta olup, Osmanlılar zamanında önemli bir sancak merkezi ve şehirdir. Osmanlı hâkimiyeti döneminde (1470-1831) önemli bir deniz üssü olan şehir, kalabalık Müslüman nüfusa, birçok dinî binaya sahip önde gelen İslâmî ve idarî bir merkezi olarak dikkati çeker. Kaynaklarda Eğriboz veya Ağriboz olarak isimlendirilmekte olup, başlangıçta Bizans’ın 1204’ten sonra da Venedikliler’in kontrolü altına girdi. Venedikliler burayı 1470’e kadar Ege’deki en gelişmiş deniz üssü olarak kullandılar.PDF | Hovhannes Efendi
MS III. Yüzyılda Kayseri’den Yukarı Nahcivan bölgesine gelen ve Ermenilerin idarecisi olan Dırtad ile birlikte halkının Hıristiyanlığı kabul etmesini sağlayan Surp Kirikor, Ermenilerin Hıristiyanlığı benimsemelerinde en önemli dini liderdir.Harbiye Nezaret-i Celîlesi'ne (BOA, BEO, 322947)
6 Ağustos [1]330 tarihli tezkire-i aliyye-i nezaret-penâhilerine cevabdır. Boğaz'ın sefâin-i harbiye-i ecnebiye tarafından dûçâr-ı tecâvüz olduğu takdirde derhal kapatılması zaruri ve ânifü'z-zikr halden başka ahvâlde seddi Meclis-i Vükelâ'nın kar
Büyük Patlama İçin Gözlemlenebilir Kanıt Nedir?
Bu segment için büyük soru, Big Bang için gözlemsel kanıt nedir?
Aslında evrenin yaşı 13,8 milyar yıldır. Bunu nasıl biliyoruz? Modern teleskoplar ve uzay enstrümantasyonunda yaptığımız tüm büyük gelişmeler sayesinde. Ancak çok uzun z
PDF | M. S. VORONTSOV’UN KAFKASYA’YA NAMESTNİK OLARAK ATANMASI
Birçok devlet gibi Rusya İmparatorluğu da sınırlarına dâhil ettiği toprakları vatanın bir parçası haline getirmek için buralarda imparatorluk mahalli idaresini kurmayı zaruret olarak görmüştür. Fakat bu zarureti gidermek uygulamada bilhassa gayri Rus nüfusun hâkim olduğu ve özel şartlara sahip bölgelerde pek kolay olmamıştır. Bu bölgelerden biri de Kafkasya’dır. XVIII. yüzyılın son çeyreği itibarıyla bölgedeki askerî işgallerini hukuki egemenliğe dönüştürmeyi başaran Rusya İmparatorluğu, bu topraklardaki ilk taşra yönetimini 1785’te kurmuştur.PDF | İngiliz Belgelerinde Diyarbakır Üzerine Bir Değerlendirme 1854-1923
Diyarbakır, tarih boyunca Anadolu coğrafyasını tamamlayan ve onun ayrılmaz bir parçası konumunda olmuştur. Bu bütünlük özellikle Osmanlı Devleti’nin Anadolu’ya hakim olması ile birlikte bir kader birliğine dönüşmüştür. Genelde Anadolu, özelde Diyarbakır’da Türkler, Kürtler, Ermeniler ve diğer toplumlar her ne kadar zaman zaman problemlerle karşılaşmışlarsa da genellikle dostane bir yaşam sürdürmüşlerdir.PDF | ESKİ ASUR ve ANADOLU’DA KASSUM GÖREVLİSİ
Bilindiği üzere, M.Ö. II. bin yıl başlarında Eski Asur Devleti ile Anadolu Beylikleri arasında bir antlaşma yapılarak, Asurlu tüccarlar, Anadolu şehirlerinde ticaret yapma imtiyazı elde etmişlerdir. Asurlu tüccarların, A nadolu’da varlığından haberdar olduğumuz kraliyet saraylarının ihtiyaçlarını karşılamak şartıyla ticari imtiyaza kavuşmuş oldukları anlaşılmaktadır. Böylece, Asurlu tüccarlar pek çok Anadolu şehrinde yerleşmek suretiyle başta kalay olmak üzere sarayın ihtiyacı olan diğer mamul ve hammaddeyi sağlamışlardır.PDF | TÜRKİSTAN SON GENEL VALİSİ ALEKSEY NİKOLAYEVİÇ KUROPATKİN’İN GÜNLÜKLERİ DEVRİM GÜNLERİNDE TÜRKİSTAN (1916-1917)
18 ve 19. yüzyıl boyunca Türkistan topraklarını peyderpey ele geçiren Rusya İmparatorluğu'nun bölgeyi işgaline, burada kurduğu idari yapılara, bunun siyasi, sosyo-kültürel, ekonomik ve demografik açılardan bölgeye ve bölge halklarına yansımalarına ışık tutan en önemli tarihî kaynaklar arasında bölgede görev yapmış askerî idarecilerin tuttukları günlükler gösterilebilir. Bu günlükler arasında Rusya İmparatorluğu’nun son Türkistan Genel Valisi olan General Aleksey Nikolayeviç Kuropatkin’in günlükleri yukarıda belirttiğimiz hususlara ek olarak Şubat ve Ekim 1917 devrimleri gölgesindeki Türkistan’ı yansıtması bakımından emsalleri arasında önemli bir yere sahiptir. Kitabevi Yayınları’nın başlattığı “Rusya, Orta Asya ve Kafkasya Araştırmaları Dizisi” çerçevesinde yayınlanan Ömer Karataş’ın Devrim Günlerinde Türkistan(1916-1917): Türkistan Son Valisi Aleksey Nikolayeviç Kuropatkin'in Günlükleri adlı eseri, bu günlükleri değerlendirmeleriyle birlikte Türkçe literatüre kazandırmıştır.PDF | Tırhala Sancağı Ve İdarecileri (1750-1800)
Yunanistan’ın Tesalya bölgesinde tarihî bir úehir olan Trikala, Orta Yunanistan’da aynı adla anılan idarî birimin merkezidir. Yıldırım Bayezid ve Gazi Evrenos kumandasındaki Osmanlı birlikleri Batı Tesalya ve Tırhala’yı 1394 baúlarında fethetti. Osmanlı idaresi altında Tesalya’nın en güçlü kalesine sahip olan Tırhala, bütün Teselya’yı içine alacak biçimde büyük bir sancağın merkezi haline geldi.PDF | CUMHURİYET ARŞİVİ IŞIĞINDA YABANCILARIN BAKIŞ AÇISIYLA TÜRKİYE'NİN KIBRIS POLİTİKASI (1955-1959)
Kıbrıs meselesi Türkiye’nin yıllarca devam eden bir sorunu olmuştur. 19. yüzyılda tüm dünyada sömürgeler elde etmeye devam eden İngiltere 1878’de Kıbrıs’ı fiilen ele geçirmiştir. Lozan Antlaşması’ndan sonra Kıbrıs, İngiltere hâkimiyetinde kalmış, bu nedenle de Türkiye, Kıbrıs’a müdahale etmeyi düşünmemiştir. Ancak, 1931’den itibaren Kıbrıs Rumları İngiltere’den bağımsızlık kazanmak için mücadeleye başlamıştır. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra İngiltere’nin politika değiştirip hâkimiyetindeki topraklardan yavaş yavaş çekilmeye başlaması üzerine Kıbrıs meselesinde Türkiye ve Yunanistan’ın da yer aldığı bir nüfuz mücadelesi başlamıştır.PDF | DEMOKRAT PARTİ DÖNEMİNDE TÜRKİYE‐ABD İLİŞKİLERİNDE PETROL (1950‐1960)
Demokrat Parti, Türkiye’nin ekonomi ve petrol politikalarını belirlerken ABD’li uzmanla‐ rın raporlarından yararlanmıştır. ABD’li yatırımcılar hem Türkiye’nin petrol rezervlerinin araştırılıp geliştirilmesi hem de Ortadoğu petrollerinin Türkiye üzerinden Batıya taşın‐ ması hususunda başbakan Adnan Menderes’le görüşmüşlerdir. Demokrat Parti döneminin petrol politikaları ve çıkardığı petrol yasaları ile ilgili literatü‐ re giren çalışmalardan makalemizde faydalanılmıştır. Bununla birlikte, çalışmamız diğer çalışmalardan farklı olarak söz konusu petrol politikalarında ABD etkisini tespit etmeye çalışmaktadır.TEKİLLİK YANİ SINGULARITY NEDİR ?
Tekillikler fizik kanunlarının işlemez hale geldiği, matematiğin çıldırmaya başladığı ender yapılardan biridir.
Büyük Patlama (Big-Bang), 13.8 milyar yıl önce boyutsuz, sonsuz yoğunluklu bir tekillikte b
PDF | İl Özel İdarelerin Durumu ve Islahı Üzerine Bir Değerlendirme: 1938 Tarihli Müfettişlik ve Bakanlık Raporları
Bu çalışmanın amacı Cumhuriyetin ilk yıllarında il özel idarelerinin durumu hakkında bilgi sahibi olmaktır. İl özel idaresi Türkiye’de mali özerkliği olan bir kamu kuruluşudur. Tüzel kişiliğe sahiptir. Kuruluşu 1864 yılına kadar gitmektedir. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasıyla beraber bu kurum ortadan kalkmamış, bunun yerine kurumun daha iyi faaliyet yapabilmesi için çareler ve tedbirler alınmıştır. 1938’de Başbakan Celal Bayar bu doğrultuda çeşitli bakanlıklar ve umumi müfettişliklere il özel idarelerinin durumları hakkında soru sormuş ve ilgili kurumlar da bu soruya raporlar şeklinde cevap vermiştir. Bu raporlarda genel olarak il özel idarelerinin kapatılmaması gerektiği sonucuna varılmıştır. Diğer taraftan il özel idarelerinin varlığına devam etmesi ve daha faydalı işler yapması için bazı önerilerde de bulunulmuştur. Böylelikle bu kurumların varlığına devam etmesi sağlanmıştır.PDF | Erken Neolitik Dönem Göbekli Tepe
Erken Neolitik Dönem Göbekli TepeSümer Uygarlığının Ahlaki, Felsefi ve Mitolojik Özellikleri
Sümerli düşünürlerin, dünya görüşlerine uygun olarak, insana ve yazgısına abartılı bir güvenleri yoktu. İnsanın çamurdan yoğrulduğuna ve onlara yiyecek, içecek ve barınak sağlayarak hizmet etmek amacıyla yaratıldıklarına kesin olarak emindiler
Çerkes Sürgünü
Anahtar Kelimeler: Çerkes,Sürgün,Rusya,Osmanlı,Kafkasya
Kimi halklar kimi inanışlar vardır ki tarihin o ağır yüküyle yaşarlar.Tarihte yaşananlar bu günü bile teslim alır.O halklar ve inanışlar için tarihe karşı bi sorumluluk vardır. Örneğin
PDF | Yerli ve Yabancı Kaynakların Işığında Misak-ı Millî Süreci Üzerine
İngiliz Ulusal Arşivi dünya üzerindeki arşivler içerisinde dünyanın hemen hemen bütün bölgeleri hakkında ayrıntılı bilgilere sahip olan belki de en kapsamlı arşivdir. Ta biî ki buradaki bilgilerin kesin doğru olarak değerlendirilmesi bilimsel açıdan mahzurlu dur. Bu belgelerin mümkün olduğunca yerli belgelerle mukayesesinden çıkacak sonuçlar ise; bir bölgenin veya bir milletin tarihinin aydınlatılmasında son derece kıymetli bilgileri ihtiva edeceği muhakkaktır.PDF | ZAHÎRÜDDÎN MAR’AŞÎ ZÂVİYESİNDEN ANKARA SAVAŞI VE YILDIRIM BAYEZİD
Yıldırım Bayezid kuruluş devri sultanları arasında müstesna bir yere sahiptir. Muhtelif zamanlarda kaleme alınan Türkçe ve Farsça kaynaklar onu, zamanının güzide sultanı olarak tasvir ederler. Batıda yürüttüğü savaşlar ve zaferleri neticesinde Osmanlı hudutlarını genişletmesi, tarihçiler tarafından sevinç ve sitayişle yâd edilir. Bu durum Timurlu Devleti tarihçileri için de geçerlidir. Ancak, Şerefüddîn Ali Yezdî gibi bazı Timurlu sarayına yakın tarihçilerin, her ne kadar Bayezid’in şark ve garptaki başarılarından bahsediyorlarsa da, Timur-Bayezid arasındaki mücadelenin anlatıldığı kısımlarda ikincisinden tahkir ile bahsettikleri görülür. Özellikle Yezdî’nin Zafernâme’sinde Bayezid’in kudret ve iktidarından övgüyle bahsedilmesi ve o zamana kadar Osmanlı padişahları arasında fütuhatı en çok olan padişah olarak gösterilmesi, Timur’un ne denli büyük bir sultana karşı kazandığı zaferi yüceltmek maksadıyla yapıldığı anlaşılmaktadır. Zira önce Bayezid muktedir bir padişah olarak tasvir edildikten sonra, Emir Timur ile münasebetlerinin anlatıldığı kısımlarda farklı vesilelerle tahkir edilirPDF | Salih SARI | KUDÜS’TE SÜLEYMEN TAPINAĞI
KUDÜS’TE SÜLEYMEN TAPINAĞIPDF | KÜLTEPE METİNLERİNDE GEÇEN RAHİBELERİN AİLE VE TOPLUMDA Kİ KONUMU
Kültepe metinleri, Asurlu tüccarların mektupları, senetleri, mahkeme zabıtlarından oluşmaktadır. Boğazköy'de olduğu gibi dini muhtevalı metinler bulunamamıştır. Bu yüzden belgelerimizde direkt olarak rahibelerin görevleri ile ilgili bilgiler mevcut değildir. Yalnızca, dolaylı olarak rahibelerden bahsedilmektedir. Bu rahibeler Asur' da bulunmaktadırlar ve Anadolu' da ticaretle uğraşan babalarına, kardeşlerine ya da eşlerine ticari konularda yazmaktadırlar. Anadolu'dan bunlara adak, kurban ve ticari gelirden kendilerine düşen paylar gönderilmiştir. Bu rahibelerin aile şirketi içerisinde oynadıkları rol ile Asur toplumundaki konumlarını araştırdım. Şimdi belgelerimizde geçen rahibeleri birer birer inceleyelim.PDF | İshak Bey'in Üsküb'deki Vakıfları
Türk-İslam şehirlerinin kurulması ve gelişmesinde vakıf eserleri birinci derecede rol oynamaktadır. Nitekim bir Osmanlı şehrinin fiziki yapısını oluşturan unsurların başında kale ve mahallelerden sonra cami, mescit, medrese, han, hamam ve zaviye gibi kuruluşlar gelmektedir.Süleyman Mabedi
Mabedin İnşa Düşüncesi
Davud, M.Ö 1000 yıllarında Kudüs şehrini fethetmiş, onun kendi kültür değerlerine ve yaşam biçimine ve o dönem sosyal ve ekonomik şartlarına uygun olarak imar etmiştir. Çevre devlet ve toplumların mu
Her Şeyin Tarihi Büyük Tarih Nedir ?
Bu segment için büyük soru, büyük tarih nedir? Bu, büyük tarihe ait bir derstir. Büyük tarih dersleri, neredeyse 14 milyar yıl önce, evrenimizin ilk Büyük Patlamada ortaya çıktığı andan itibaren, her şeyin, kelimenin tam anlamıyla evrenimizdeki he
LOZAN ANTLAŞMASI ÖZET
Lozan antlaşması 143 maddeden oluşmaktadır bu maddeleri sizler için başlıklar altında toplayıp derledim.
Burada bir konu üzerine değinmek istiyorum gündemde Lozan Antlaşması hakkında bazı yanlış bilgiler dolaşıyor bunlardan bazılar
PDF | Doç. Dr. Cengiz KARTIN | Sultan II. Abdülhamid’den Paris Barış Konferansı’na Kürtler
Doç. Dr. Cengiz KARTIN | Sultan II. Abdülhamid’den Paris Barış Konferansı’na KürtlerPDF | İNGİLİZ ARŞİVLERİ VE F. R. MAUNSELL’IN ÇALIŞMALARI ÜZERİNDEN İNGİLTERE’NİN DOĞU POLİTİKASINA KISA BİR BAKIŞ
1861 tarihinde İngiltere’de dünyaya gelen F. R. Maunsell, Osmanlı topraklarında hem resmi hem de gayri resmi boyutta pek çok seyahat düzenlemiştir. Söz konusu bu bilgileri ise başta The National Archives (İngiliz Ulusal Arşivi) olmak üzere pek çok yerde kayıt altına almıştır. Kendisinin bir seyyah olmasının yanı sıra resmi olarak Anadolu’nun çeşitli yerlerinde yürüttüğü konsolos yardımcılığı ve konsolosluk görevi esnasında tutmuş olduğu kayıtlar bir İngiliz’in Sultan II. Abdülhamid döne mine rastlayan istihbarat bilgilerini havi olması açısından son derece kıymetlidir.PDF | Eski Önasya Çivi Yazısı Hukukunda Evlat Edinme
Bu çalışmada Eski Önasya’da uzun süre yaşamış olan kültürler ve bu kültürlerin hukuklarına yansımış olan evlat edinme (adoption) konusu ele alınmıştır. Çocukların yanı sıra yetişkinlerin de kimi zaman evlatlık olarak alındığı durumlar olmuştur. Yaşayan kültürlerin dönemine göre bilhassa sosyal, ekonomik, iktisadi vb. açılardan evlat edinme kavramının başka bir şekle büründüğü açıkça belli olmaktadır. Özellikle gerçekten sosyal anlamı ile evlat edinmenin oldukça az olduğu görülmektedir. Herhalde bu anlayış devletlerin ahlaki ve dönem şartlarına göre saymış olduğumuz birtakım durumlardan dolayı gerçekleşmiş olsa gerekir. Fakat çoğu zaman evlat edinme durumu ekonomi ve mülki bir değer açısından kullanılarak istismar edilmiştir. Çalışmamızda özellikle çivi yazısı hukukundan örnekler verilmiş, bazen de konunun sınırlarından dolayı sadece açıklamalar yapılması uygun görülmüştür.PDF | SİR MARK SYKES’IN ORTADOĞU İZLENİMLERİNE KISA BİR BAKIŞ
Çalışma, 19. yüzyılın Güneş Batmayan İmparatorluğu’nun bir temsilcisi olarak 20. yüzyılın ilk çeyreğinde bir Ortadoğu uzmanı olan Sir Mark Sykes’ın yürüttüğü faaliyetlere odaklanmıştır. Sykes, almış olduğu eğitime ilave olarak küçük yaşlarında Doğu’ya gerçekleştirdiği seyahatlerle Birinci Dünya Savaşı ile birlikte başlayacak sürecin önemli aktörleri arasında yer almıştır. Söz konusu süreç içerisinde Sykes’ın kimi fikirleri değişime uğramış kimi fikirleri ise sabit bir şekilde devam etmiştir.PDF | Def'i Bela ve Kaza; Sultan lll. Mehmed ve Valide Safiye Sultan Için Okunan Sureler
Sultan Mehmed, hazine israfını önlenmesi için tedbir ve gelirlerin dış hazinede toplanmasını emretti. Yine babasının ihmal ettiği cuma selamlıklarını ihya edip halkın meselelerini konuşma adetini yeniden getirdi.Kozmik Mikrodalga Arka Planı: Evrenin İlk Işıltısı
Giriş
Kozmik Mikrodalga Arka Planı (CMB), evrenin bebeklik dönemine ait bir tür "fosil" radyasyondur. Büyük Patlama’dan yaklaşık 380.000 yıl sonra oluşan bu radyasyon, evrenin o dönemdeki durumu hakkında önemli bilgiler sunar. CMB, evren
PDF | OSMANLI DEVLETİ’NDE AVCI KUŞU YETİŞTİRİCİLİĞİ / BÂZDÂRÂNLIK
Bir geçim vesilesi olarak ortaya çıkan avcılık, insan merkezli medeniyetin gelişmesine paralel olarak devlet ve hanedanlar için askerî bir talim, spor ve eğlence hâline dönüşmüştür. Bozkır geleneğine sahip olan Türk devletlerinin ve topluluklarının sosyal ve kültürel hayatlarında ise avcılık ve av kültü, bir yaşam felsefesi olarak büyük bir etkiye sahiptir. Osmanlı Devleti’nin kuruluş yıllarından itibaren sultanlar, şehzadeler ve üst düzey bürokratlar kadim avcılık geleneğini sürdürmüştür.LOZAN ANTLAŞMASI ( III )
MADDE 101.
Türkiye, transit serbestliği konusunda Barselona Konferansınca 14 Nisan 1921 tarihinde kabul edilmiş olan Sözlesme ve Statü ile Uluslararası yarari olan su yollari rejimine ilişkin olarak, aynı Konferansça 19 Nisa
PDF | İNGİLİZ KONSOLOSLUK SİSTEMİ VE OSMANLI DEVLETİ (1825-1850)
İngiltere’nin Coğrafi Keşiflerle birlikte başlayan süreci, başta gemi yapımı olmak üzere teknik gelişmelerle desteklemek suretiyle uzak diyarların neye sahip olduğunun işlenmesi ile birlikte ülkesinin zenginleşmesini sağlamaya evirmesi, kendisini orta vadede adeta yenilmez bir güce dönüştürmüştür. Bu gücün temsilcileri hüviyetinde olan tüccarlar da, kendi aralarında çeşitli işbirliklerine girişmişlerdir. Bu işbirliklerinden en büyük, uzun ve kalıcı olan ise The Levant Company olmuştur.PDF | Doç. Dr. Cengiz KARTIN | İNGİLİZ İSTİHBARAT BELGELERİ ÜZERİNDEN ORTADOĞU’YA ORYANTALİST BİR BAKIŞ
Türk-İngiliz münasebetleri oldukça eskiye dayanmaktadır. Söz konusu süreç William Ewart Galdstone’a kadar dostane gelişmiştir. Bu tarihten sonra İngilizler Osmanlı Devleti’nin parçalamayı hedef almışlardır. Osmanlı topraklarına ve Ortadoğu coğrafyasına pek çok asker, doktor, arkeolog vb. görevli çeşitli amaçlarla seyahat etmiştir.PDF | Salih SARI | Giyotine Giden Yol < Fransız İhtilali >
Fransız İhtilali kısa bir anlatım ile genel hatlarına değinmek.PDF | Sadaka-i Sultânî Defterine Göre İstanbul: Semtler, Mahalleler ve Fakirler
Osmanlı İmparatorluğu’nda uygulanan vakıf sistemiyle sınırları içerisinde bulunan düşkün, garip, fakir vb. gibi kişilerin ihtiyaçları giderilmeye çalışılmıştır. Bununla birlikte imparatorluğun her noktasında bulunan tekke ve zaviyeler de bu gruplarla ilgilenmeyi kendileri için bir misyon olarak kabul etmişlerdir.PDF | DEMOKRAT PARTİ DÖNEMİ NEVŞEHİR MİLLETVEKİLLERİ VE MECLİS FAALİYETLERİ
Demokrat Parti’nin siyasal hayatımıza girişi Türk demokrasi tarihinde önemli bir dönüm noktasıdır. Demokrat Parti’nin Kırşehir’i ilçeye çevirmesinin ardından 20 Temmuz 1954’te il olan Nevşehir 1957 seçimlerinde 4 milletvekili ile mecliste temsil edilmişti. Hasan Hayati Ülkün, Mehmet Necmettin Önder, Zihni Üner ve Münip Hayri Ürgüplü (Tahir Münip Hayri Ürgüplü) Demokrat Parti’den seçilerek 1957-1960 yılları arasında mecliste Nevşehiri temsil eden milletvekilleridir. Öncelikli olarak Meclis Tutanaklarından yararlanılan çalışmamızda Nevşehir’in ilk milletvekillerinin meclis çalışmaları konu alınmıştır.PDF | II. DÜNYA SAVAŞI SÜRECİNDE SÜMERBANK
Sümerbank 11 Temmuz 1933 tarihinde 2262 Sayılı Kanun’la kurulmuştur. İsmini Mustafa Kemal Atatürk belirlemiştir. Sümerbank 17 Haziran 1938’de çıkarılan 3460 Sayılı Kanun’la İktisadi Devlet Teşekkülü’ne dönüştürülmüştür. Bankanın kuruluş sebepleri şu şekilde sıralanmıştır: İlk sanayileşme tecrübeleriyle ekonomik büyüme hızının yeni kurulan milli devletin ihtiyaçlarını yeterince karşılamadığı görülmüştür. Bu sebeple, eldeki tüm imkânları kullanarak ekonominin daha verimli ve ahenkli hale dönüştürülmesi için kuvvetli bir kuruluşa ihtiyaç duyulmuştur. Bununla birlikte ekonomi programında kurulması istenilen sanayi kuruluşları için kamu ve özel işletmelerle birlikte çalışacak bir Devlet Teşekkülü oluşturulması kararlaştırılmıştırPDF | Born of Armenian Nationalism in The Frame of Armenian committees’ Activities
Western Governments were in effort of using national feelings in Armenian community to maket hem revolt against the state. They used lots of instruments in order to enliven Armenian nationalism with this effort. Armenian committees were one of these instruments.Fermi Paradoksu: Evrenin Sessizliği ve Akıl Almaz Çelişkiler
Giriş
Fermi Paradoksu, 20. yüzyılın ortalarında ünlü fizikçi Enrico Fermi tarafından gündeme getirilen ve evrende zeki yaşamın varlığına dair temel bir çelişkiyi ortaya koyan bir sorudur. Paradoksun temelinde, Samanyolu Galaksisi'nin b
PDF | ARŞİV BELGELERİ IŞIĞINDA TÜRK-SOVYET İLİŞKİLERİNDE DOĞU TÜRKİSTAN’IN BAĞIMSIZLIK FAALİYETLERİ (1933-1934)
Doğu Türkistan, Büyük Türkistan’ın sınırları içinde yer alan bir toprak parçasıdır. Büyük Türkistan ifadesi ile Batı ve Doğu Türkistan birliği kast edilmektedir. Büyük Türkistan’da 100 milyonu aşkın Türk nüfusu yaşamaktadır. Bu bölge, Türk milletinin anayurdu olmasının yanı sıra eski bir kültür ve medeniyet merkezi olarak da karşımıza çıkmaktadır.PDF | THE CONVERSION MOVEMENTS AND THE CONCEPT OF TOLERANCE IN THE BILATERAL RELATIONS BETWEEN THE TURKS AND THE ARMENIANS
In the article the relationships between Turks and Armenians are evaluated inthe framework of the conversion movements by benefıting from documents from the Ottoman Archive and Kayseri judicial records.PDF | Eşkıyalık
Eşkıya kelimesi Arapçada “şaki” kelimesinin çoğulu olup bu dilde “bedbaht”, “talihsiz”, “günahkar”, ”asi” gibi anlamlara gelirken Türkçeye geçerken bir anlam kayması olmuş ve “yol kesen haydut”, “harami” anlamları daha ağır basan bir terim hüviyeti kazanmıştır.Sovyetlerin Rusya ve Doğunun Emekçi Müslümanlarına Adlı Bildirgesinin Çevirisidir
RUSYA VE DOĞU'NUN TÜM EMEKÇİ MÜSLÜMANLARINA
Yoldaşlar! Kardeşlerim!
Rusya'da büyük hadiseler cereyan etmektedir. Yabancı, öteki ülkeleri parçalamak gayesiyle başlatılmış kanlı savaşın sonu yaklaşmaktadır. Dünya halklarını köleleştiren
Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası
1 Kasım 1924 tarihi itibarıyla Genelkurmay başkanı Fevzi Paşa ile birlikte 1.2.3.5. kolordu kumandanları milletvekilliğinden istifa ettiler. Ancak III. Ordu müfettişi Cevat Çobanlı ile 7. Kolordu kumandanı Cafer Tayyar Paşa milletvekilliğinden ist
PDF | Anadolu Eyaleti ve İdarecileri 1750-1800
Rumeli Beylerbeyliğinin 1362 tarihin de kuruluşundan sonra, 1393 tarihin de Anadolu Beylerbeyliği kurulmuştur. Anadolu Beylerbeyliğinin merkezi önceleri Ankara iken sonra Kütahya olmuştur.PDF | TİMURLU TARİHİNE DAİR FARSÇA YENİ BİR KAYNAK: ZAHÎR-İ MAR’AŞÎ’NİN MÜNTAHABÜ’T-TEVÂRÎH’İ
Timurlular devleti ile ilgili özellikle son bir-iki asır içerisinde çok yönlü çalışmalar yapılmıştır. Gerek siyasî tarih, gerekse kültür ve medeniyeti ile ilgili birçok eser ortaya çıkarılmış ve bu çalışmaların neticeleri neşredilmiştir. Timurlu devletinin kuruluşundan itibaren hızlı gelişen fütuhatına müvâzî olarak muhtelif bilim dalları, özellikle edebiyat ve tarih yazıcılığının gelişme kaydettiği görülmektedir. Şair, edîp ve âlimleri himaye etme geleneği, bizzat devletin kurucusu Emir Timur tarafından başlatılmış ve haleflerince de sürdürülmüştür. Timurlu tarihinin ana kaynaklarını kaleme alan müverrihlerin birçoğu, Timurlu hükümdarları tarafından bir şekilde himaye edilmiş ve bunlar eserlerini Timurlu saraylarında telif etmişlerdir. Timur ve devletinin tarih kaynakları söz konusu olunca, şüphesiz akla ilk gelen eserler arasında Nizâmeddin Şâmî ve Şerefeddîn Ali Yezdî’nin Zafernâme’si bulunur. Bunlardan birincisi bizzat Timur’un emriyle kaleme alınmış olup, Ali Yezdî’nin de istifade ettiği önemli kaynaklardan biridir.SABETAY SEVİ
SABETAY SEVİ
Sabetay Sevi,7 Temmuz 1626 yılında,İzmir de İspanyol kökenli Yahudi bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi.Kendisini Yahudiler'in Mehdisi olarak ilan etmiş,"Müslüman Görünümlü" Yahudilerden bir cemaat oluşturmuş ve dünyanın
PDF | İNGİLİZ ULUSAL ARŞİVİ VE 20. YÜZYIL BAŞLARINDA TÜRKİYE DOSYALARI ÜZERİNE BİR BAKIŞ (1918‐1920)
Sultan II. Abdülhamid’in saltanatının son yollarından İttihat ve Terakki Cemiyetine, Trablusgarp Savaşından Balkan savaşlarına, Birinci Dünya Savaşından Milli Mücadeleye kadar pek çok konu İngiliz arşiv belgelerinde oldukça ayrıntılı olarak ele alınmıştır. Bu konular ele alınırken Osmanlı Devleti’nde ve Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşayan önemli şahsiyetlerin kişilikleri, olaylara bakış açıları ve hangi güce daha yakın oldukları ile ilgili pek çok istihbarat raporu da bu arşiv belgelerinin ele aldığı konular arasında yerini almıştır.PDF | KAYSERİ KALESİ
Bu çalışmada, Kayseri şehrinde önemli bir askeri-mimari yapı olan kalenin tarihi gelişimi ve XVI. yüzyılda geçirdiği tamirler ve stratejik konumu hakkında bilgi verilecektir.PDF | KÜÇÜK DEVLET, BÜYÜK GÜÇ: VATİKAN
Dünyanın en küçük ama en güçlü devletlerinden biri olan Vatikan aynı zamanda dünyanın en esrarengiz devletidir. Vatikan’da hiçbir devletin yapamayacağı bir sistem ve yönetim anlayışı yürürlüktedir. Bürokrasisi 1000 kişiyi geçmemesine rağmen 1,3 milyar ile dünyanın en kalabalık dinsel topluluğu olan Katolikleri yöneten bu devletin tarihi cinayet, skandal ve entrikalarla doludur. Dünyanın önde gelen birçok şirketinin hissedarı olan, sayısız gayrimenkullere ve paha biçilemez sanat eserlerine sahip olan bu devletin servetinin ne kadar olduğu hiçbir zaman açıklanmamıştır.PDF | Terakki-i Maarif Cemiyeti Nizamnamesi
II. Meşrutiyet döneminde Kanun-i Esasi'de değişiklikler yapılmıştır. Böylece cemiyet kurmak kolaylaşmıştır. Cemiyetler genellikle İstanbul'da kurulmuştur. Bununla birlikte, taşrada da cemiyetlerin kurulduğu görülmektedir. Bu cemiyetler sayesinde milletin gelişmesine katkıda bulunulmuştur.PDF | Samuel Huntington, Medeniyetler Çatışması
Çalışma, Samuel Huntingtom’ın 1993 yılında kaleme aldığı Medeniyetler Çatışması başlıklı makaleyi ve bu makaleye tepkileri içeren bir eserdir. Eser iki ana bölümden müteşekkildir. Çalışmayı önemli kılan husus, 11 Eylül saldırısı ile birlikte başlayan sürecin tam da Huntington’ın kurguladığı bir dünyaya doğru yol alındığını kimi stratejistler tarafından dillendirmesinden gizlidir.SANAYİ DEVRİMİ
Sanayi Devrimi ya da Endüstri Devrimi veya Birinci Sanayi Devrimi, Kendisinden önceki Tarım Devrimine nazaran insan bazlı ekonomiden öte, daha da fazla verimli üretim aşamalarının bulunduğu bir ge
PDF | Britanya'nın Demir Leydisi: Margaret Thatcher'ın 1983’e Kadar Yaşamı
Margaret Thatcher, ataerkil bir toplumda, kadınların siyasi veya sosyal olarak ön plana çıkmasının çok zor olduğu bir dönemde, tüm engellere rağmen pes etmemiş ve 1979 senesinde Britanya'nın ilk kadın Başbakanı olmayı başarmıştır. Uyguladığı politikalardan dolayı çok fazla destekçisi olmasına karşın bir o kadar da nefret edeni bulunmaktaydı. Thatcher siyasi hayatı boyunca çeşitli lakaplar almıştır. Bunlardan en bilinenleri, ''süt hırsızı'' ve ''demir leydi'' olmuştur.PDF | ABDULLÂH HÂTIFÎ’NİN HAYATI VE BİR TARİH KAYNAĞI OLARAK TİMURNÂME’SİNİN DEĞERi
Mevlana Abdurrahmân Câmî‟nin kız kardeşinin oğlu Abdullah Hâtıfî, Timurlular devrinin sonu ile Safevî döneminin başlarını idrak etmiş hamse sahibidir. Şehnâme tarzında kaleme alınan Timurnâme, tarihe dâir nazm ettiği iki eserinden biri olup, Emir Timur‟un doğumundan vefatına kadarki seferlerini içerir. Türk edebiyatında Lâmi‟î, Fuzûlî ve Halîfe‟nin eserlerinde tesiri görülen Hâtıfî, Mirzâ Hüseyin Baykara ve onun dostu ve veziri Alişîr Nevâyi‟nin himâyesine mazhar olup, dönemin Timurlu hükümdarının isteği üzerine Timûrnâme‟yi kaleme almıştır. Eserin beyit sayısı nüshalarda farklılık göstermekle birlikte 4700‟ün üzerinde olduğunu söylemek mümkündür. Bu çalışmada Abdullah Hâtıfî‟nin hayatı, Timurnâme adlı eserinin nüshaları, I. Bayezid dönemi Osmanlı tarihi için önemi ile müellifin edebî metinlerle ilgili görüşü hakkında bilgi verilecektir.Tarihsel Düşünme
Tarihsel ve bilimsel açıklama arasındaki ilişki nedir?
Bu segmentin büyük sorusu, tarihsel ve bilimsel açıklama arasındaki ilişki nedir? Öyleyse tarih ve bilim arasındaki farklar nelerdir? Bilimsel açıklamalarla tarihsel a
PDF | RUS DEVLET TEŞKİLATINDA NAMESTNİKLİK KURUMUNUN TARİHÇESİ
Tarihteki ilk Rus devletinin 9. yüzyılın sonlarında Kiev merkezli ortaya çıktığı kabul edilmektedir. Bu devlet 11. yüzyılda knezlik denilen küçük beyliklere (prensliklere) bölünmüş ve Rusların tek bir devlet çatısı altında yeniden birleşmesi ancak 15. yüzyılın son çeyreğinde mümkün olmuştur. Bu devlet, 18. yüzyılın ilk çeyreğinde imparatorluğa dönüşmüş ve varlığını 1917’de gerçekleşen devrime kadar devam ettirmiştir. 9. yüzyıldan 20. yüzyıla kadarki zaman diliminde Rus devleti sınırlarını genişletip Avrupa tarzı idari reformlarla geliştikçe merkeziyetçi düzenlemeler çerçevesinde merkezi ve yerel yönetim organları değişime uğramıştır. Zaman içerisinde değişime uğrayan kurumlardan biri de namestniklik (namestniçestvo) olmuştur.PDF | Osmanlı Maarif Cemiyeti Nizamnamesi
Osmanlı Devleti'nde devlet eliyle yapılan eğitim devlet memuru yetiştirmeyi amaçlamaktaydı. Halkın eğitimi ise vakıflarla desteklenen medreseler tarafından yapılmıştır. XIX. yüzyılda eğitim alanında ıslahata ihtiyaç duyulmuş ve çeşitli tedbirler alınmıştır. II. Meşrutiyet'in ilanından sonra, eğitimin yurt genelinde yaygınlaştırılmasını kolaylaştırmak amacıyla aydınların öncülüğünde cemiyetler ve şirketler tesis edilmiştir. Bu çalışmamızda, 1913 yılında İstanbul'da kurulan Osmanlı Maarif Cemiyeti'nin nizamnamesi incelenmiştir.PDF | ÜÇ İNGİLİZ SEYYAHIN KALEMİNDEN ORTA VE DOĞU ANADOLU İZLENİMLERİ
İngilizlerin Türklerle ilk münasebetleri İngiliz tüccar William Harborne’un 1578’de İstanbul’a gelmesi ile başlamıştır. Sultan III. Murat ve Kraliçe Elizabeth arasında başlayan 1581 sonrasındaki yazışmalar 1583’de Harbone’un İngiltere’nin Osmanlı İmparatorluğu’nda ilk elçi olarak atanması ile neticelenmiştir. 1877-78 Osmanlı-Rus Harbi’ne (93 Harbi) değin ikili münasebetlerin temelini karşılıklı saygı ve iyi niyet teşkil etmiştir. Bu süre içerisinde İngiltere Osmanlı Devleti’nin duraklama ve akabinde gerileme dönemine girmesi ile birlikte Rusya karşısında bir tampon bölge olarak düşündüğü Osmanlı Devleti’nin toprak bütünlüğünden yana bir politika içerisinde siyaset üretmiştir.PDF | İNGİLİZ BİNBAŞI EDWARD WILLIAM CHARLES NOEL’İN İSTİHBARAT RAPORLARINDA HAKKÂRİ VE YÖRESİ
Hakkında çok az bir bilgiye sahip olunan Binbaşı Noel, 1886’da İngiltere’de dünyaya gelmiştir. Arşiv belgelerinde kendisinin eğitimi hakkında herhangi bir bilgiye rastlanılmayan Noel’in, Birinci Dünya Savaşı esnasında İran ve Irak’ta görevlendirildiği anlaşılmaktadır. Bu görevlendirmelerinde bir Kürt devleti kurulmasını sabit bir fikir olarak Londra’daki politika kuruculara kabul ettirmeye çalışan Noel; Hakkâri vilayetine de özel bir önem vermiştir.BAŞLANGIÇ (GENESİS)
Yahudi inancının kutsal kitabı Tevrat, biz tarihçiler için bir kaynak niteliğindedir, bu çalışmada ise yine Tevrat eksenli Sami dinlerinde başlangıç, yaratılış nasıl gerçekleşmiş gelin hep beraber inceleyelim.
Tekvin - Ya
Evrenimiz nasıl daha karmaşık hale geldi?
Bu bölüm için en büyük soru, artan karmaşıklığın ilk üç eşiği nedeniyle evrenimiz nasıl daha karmaşık hale geldi? Şimdi başa dönmeye ve büyük tarihin hikayesini anlatmaya hazırız.
Bu derste yapacağım şey, artan karmaşıklığın ilk üç eşiğini
PDF | Türkiye-Rusya İlişkileri ve Üst Düzey İşbirliği Konseyi (ÜDİK)
XV. yüzyıla başladığı kabul edilen Türk-Rus ilişkileri bazı kısa süreli konjonktürel ittifaklar ve işbirliği dönemleri dışında yüzyıllar boyunca rekabete dayalı gelişti. İki taraf arasında ilk önemli yakınlaşma Kurtuluş Savaşı dönemi ve Cumhuriyetin ilk yıllarında yeni Sovyet Rusya ve Türkiye hükümetleri arasında gerçekleşti. Fakat bu dönem de göreceli olarak uzun sürmedi ve iki taraf Soğuk Savaş yıllarında iki ayrı blokta yer alarak birbirini tehdit olarak değerlendirdi. İlişkilerde ikinci yakınlaşma dönemi 1990’lı yılların ikinci yarısından itibaren başladı. 2000’li yıllarda ise ilişkiler, tarihte görüşmemiş bir seviyede ivme kazandı. XXI. yüzyılın başından itibaren Batı ve Rusya arasındaki rekabet eski Sovyetler Birliği ülkeleri üzerinde yeniden alevlendi. Bunun aksine aynı dönemde Türk-Rus ilişkilerinde rekabetin yerini işbirliği almaya başladı. 2000’li yılların ilk 10 yılında Batı ile Rusya ilişkilerinin gölgesinde ortaya çıkan birçok bölgesel gelişme ve kriz karşısında Türkiye ve Rusya farklı bakış açılarına sahip olmalarına rağmen ivme kazanan ilişkileri daha da geliştirme doğrultusunda kararlı duruş sergiledi.Düşünce ve Görüşleriniz
Değerli aydınlar web sitemizin yeni halini nasıl buldunuz?PDF | İNGİLİZ ARŞİV BELGELERİNDE 1922‐23 DÖNEMİNE AİT TÜRKİYE DOSYALARINDA TAHRİFAT ÖRNEKLERİ
Dünyanın en büyük arşivlerinden birine sahip olan İngiliz Ulusal Arşivi, İngiliz tarihinin 1099’dan günümüze gelinceye kadarki dönemde milyonlarca belgenin saklandığı büyük bir kompleks görünümündedir. Bu yapının içerisinde yüzlerce araştırmacı aynı anda araştırma yapma imkânına sahiptir. Yalnız bu durum İngiliz devletinin temsilcileri ko‐ numunda olan arşiv görevlilerince kimi zaman belirli nedenlerle kısıtlanmaktadır. Bu kısıtlama belgelerin temininde değil, bizatihi belgelerin üzerinde yapılmaktadır. Araştır‐ macı belgeyi aldıktan sonra kimi yerlerin üzerlerinin boyalı, kimi yerlerinin ise kesik olduğunu fark etmektedir. Yalnız burada yapılan tahrifât, arşivin araştırmacılar için açılmış olan belgelerin bir kısmında görülmektedir. Makale, bu görülen kısımları 1922‐ 1923 döneminde Türkiye özelinde açıklamaktadır.Harbiye Nezaret-i Tahrîrât Dairesi Tahrîrât Kalemi (BOA, İ. HB, 1333. Ra/3)
Harbiye Nezaret-i Tahrîrât Dairesi Tahrîrât Kalemi [883]
Ma'rûz-ı çâker-i kemîneleridir ki
Üçüncü Kolorduca yeniden teşkili mukarrer olan [19.] Fırka Kumandanlığı'na Sofya Ataşemiliteri Erkân-ı Harbiye Kaymakamı Mustafa Kemal Bey'in i